4 Mayıs 2019 Cumartesi

TANRIÇANIN KENTİ SİNOP


                    TANRIÇANIN KENTİ SİNOP

Sinop, Türkiye’nin kuzeyinde olan bir şehrimizdir. Sinop, Türkiye’nin kuzeydeki uç noktası olan İnceburun’ a doğu yönünde bağlanan Boztepe Burnu yarımadasında bir kaleşehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönünde gelişmiştir. Sinop, Türkiye’nin en mutlu şehridir. Mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 yılında %59 olarak tahmin edildi ama mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu il, %77.7 ile Sinop ili oldu. 

İsmini aldığı Yunan tanrıçası Sinope, Irmak tanrısı Osopos 'un güzeller güzeli kızıymış. Rivayete göre mutlu bir hayatı varmış. Bir gün tanrılar tanrısı Zeus Sinope'yi görmüş ve o anda aşık oluvermiş. Zeus’un gönlünü kaptırdığını elde etmek için yapmadığı hile yokmuş .Tanrıça Sinope, Zeus'un bile başını döndürecek bir güzellikteymiş. Eli ayağı, dili dudağı dolaşmış tanrılar tanrısı Zeus'un onu görünce, Sinope'ye aşkına karşılık her istediğini yapacağını söylemiş. Korku içindeki genç tanrıça kendisine dokunmamasını, ondan uzak kalmak istediğini söylemiş heybetli Zeus'a. Tanrılar tanrısı sözüne sadık kalmış ve Sinope'yi alıp en sevdiği yerlerden; Karadeniz'in cennete en çok benzeyen maviyle sarmaş dolaş olan yemyeşil kıyısına bırakmış. 

İşte 'Ay yüzlü' anlamına gelen Tanrıça Sinope, Zeus tarafından Karadeniz’in cennet burnuna bırakılmış ve bırakıldığı yere Sinop adını vermiş.

Mitolojik olarak söylenegelen bu efsanenin gerçekle ne kadar ilgilisi var bilinmez ama bence bu güzel şehre yakışanlarından biridir.

Fatih Sultan Mehmet’in Ceziretül-Uşşak dediği kentin adı,Türkler şehri fethettikten sonra Sınap olarak söylenmeye başlamış ve sonrasında Sinop olarak değişerek günümüze kadar gelmiştir.
Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Sinop, günümüzde de bazı tarihi kalıntıları ve doğal güzellikleri bünyesinde barındırır. Bu tarihi kalıntılar gezilip görülmeye değerdir. Şimdi size tarihi kalıntıların özelliklerinden bahsedeceğim.


1-Sinop Kalesi: Sinop Kalesi, M.Ö 7.Yüzyıl’da kenti korumak amacıyla kuruldu ve Roma, Bizans, Anadolu Selçukluları döneminde birkaç sefer onarıldı. Günümüzde özelliğini koruyan kalenin duvarları 2050 metre uzunluğu, 25 metre yüksekliği ve 8 metre genişliğindedir. İki ana giriş kapısı vardır ve kale duvarı şehir çevreler. Kale, şehrin önde gelen tarihi eserleri arasındadır. 1214 ve 1261 yıllarında iki kez Selçukluların eline geçen kale yeniden onarılmış ve savunmayı güçlendirmek için iç kale oluşturulmuştur. Sinop şehir surları yarımadanın en dar olan boyun kısmını çevreler. Kuzey surları 880, güney surları 400, doğu surları 500, batı surları da 270 metredir.
Kale, günümüze kadar tarihi dokusundan birşey kaybetmemiştir. Günümüzde, lokanta-kafe olarak faaliyet gösteren kale, misafirlerini Sinop’a kuşbakışı bakma imkanı sunar.



2-Paşa Tabyaları: Yarımadanın güney ucunda, il merkezine 1 km uzaklıkta, 19.yüzyılda Osmanlı- Rus savaşı sırasında, denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla kurulmuştur. Yarı ay şeklindedir ve 11 top yatağı, cephanelik, asker koğuşu olarak kullanılan büyük mekanlar ve mahzen vardır. Günümüzde, tarih ve kültür alanı olarak ziyarete açıktır. Kafeterya ve açık alanlardan da piknik için yararlanılır.


3-Sinop Tarihi Cezaevi: Sinop Cezaevi, Sinop Kalesi’nin güneybatı ucundaki iç kalede bulunur. Hapishane vazifesi gören iç kale kısmı yaklaşık 10.247 metrekarelik bir alanı kaplar. 1887 yılında, yüzyıllardır şehri çevreleyen kalenin iç kısmındadır. Birçok ünlü siyasi isim bu hapishaneye getirilmiştir.
1997 yılında kapatılan tarihi cezaevindeki mahkumlar, 1999 yılında yapımı yeni biten modern hapishaneye nakledilmiş ve burası Kültür Bakanlığı’na tahsis edilmiştir. Kültür Bakanlığı’nın yaptığı yenileme çalışmalarından sonra kale kültür merkezi haline gelmiştir. Günümüzde kültür yerleşkesi olan cezaevinde sosyal etkinlikler alanı düzenlenmiş; galeriler, konferans salonu gibi kültürel mekanlar yapılmıştır.


4-Akliman: Akliman Sinop şehir merkezine 9 km. uzaklıktadır. Yeşil ile mavinin buluştuğu noktalardan biridir. Günümüzde piknik ve mesire alanı olarak kullanılan Akliman, misafirlerine doğanın bütün imkanlarını sunar.
 

5-Hamsilos Koyu: Sinop şehir merkezine 11 km. uzaklıkta bulunan koy, Türkiye’nin nadir fiyortlarındandır. Hamsilos Milli Parkı, unutulmaz manzarası kadar mağara gezintileri, dalış ya da antik kalıntıları da içinde barındırır.

Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyet kurduğu Sinop en çok Selçuklular zamanında gelişme gösterdi. Günümüze kadar ulaşan tarihi binalar o dönemin kokusunu hala hissettirmektedir. Mustafa Kemal Atatürk, harf devrimini başlattığı 15 Eylül 1928 ziyaretinde ‘Ne olurdu Sinop’un yarı güzelliği Ankara’da da olsaydı.’ sözüyle Sinop’u ne kadar çok beğenip sevdiğini dile getirdi.

El değmemiş doğası, tertemiz denizi, kumsalları ve kendine has insanları ile Sinop keşfedilmeyi bekleyen koca bir hazine olarak bu bahar ve yaz döneminde misafirlerini selamlamayı bekler...



Kaynak: Sinop Gezi Rehberi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder