TOPHANE’ DEN FINDIKLI’ YA SANAT
Tophane-i Amire
3 mekanda sanatseverleri ağırlıyor.
Karaköy vapurundan indiniz. Kabataş’a doğru yürüyorsunuz; yılların St.
Benoit Lisesi’ni geçtiniz, Tomtom solağa çıkmadan köşede tarhi bir bina
dikkatinizi çeker, İşte o bina Tophane-i Amire’dir. Günümüzde Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi-Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi olarak
kullanılmaktadır. Burada sürekli sanatseverler için önemli sergiler yer
alır.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Galata
surlarının dışında yer alan ve Bizans döneminde Metopon olarak bilinen bugünkü
Tophane semtinde Osmanlı ordu ve donanmasının ihtiyacı olan askeri topların
üretilmesi amacıyla Top Asetanesi (Merkezi) olarak kurulan ilk binalar, tarih
boyunca teknolojik yenilenmeler ve yangınlar gibi nedenlerden dolayı yenilenme
geçirdi. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde ise Tophane-i Amire müştemilatına
ait binalar yıkıldı; yerlerine yeni ve daha büyük bir tophane binası yapıldı.
Bu yeni yapı da 1742 yılında geniş çaplı bir tamirat geçirdi ama 1743 yılında
tamamen yıkıldı. Sonrasında Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından kagir
binanın yapımına başlandı. Günümüze kadar ulaşan 5 kubbeli taş-tuğla karışımı
bina ise 1803 yılında inşa edildi. Bina, 1958 yılında restore edildi ve 1992
yılına kadar Milli Savunma Bakanlığı hizmetinde kaldı ve çeşitli onarımlar
geçirdi. 1992 yılında dönemin Ankara Milletvekili ve Milli Savunma Bakanı
Hüseyin Barlas Doğu ile Heykeltıraş Prof. Tamer Başoğlu’nun gösterdiği çabalar
sonucu dönemin rektörü Prof. Gündüz Gökçe imzası ile kültürel ve sanatsal
etkinlikler gerçekleştirmek üzere Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne
devredildi. 1998 yılında Heykeltıraş Rektör Prof. Tamer Başoğlu tarafından açılışı
yapılan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi-Tophane-i Amire Kültür ve Sanat
Merkezi; Beş Kubbe, Tek Kubbe, Sarnıçlar ve Cam altı olmak üzere 4 ayrı sergi
mekanıyla günümüzde yurtiçi ve yurtdışı sanat etkinliklerine ev sahipliği
yapar.
Mimar Sinan
Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde Mehmet Aksoy
tarafından hazırlanan ‘Şamanlar ve Mitler dünyasında’ sergisi 3 Nisan- 15 Mayıs
2019 tarihleri arası sizleri bekler...
Mehmet Aksoy, 1939 yılında Hatay’ın Yayladağı ilçesinde Türkmen bir ailenin
7. Çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve liseyi Yayladağı, Hatay,
Tarsus ve Antakya’da tamamladı; Üniversite’yi ise İstanbul’da okudu. Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun oldu. 1960- 1970 yılları arası heykelcilik
konusu ile ilgilendi. 1970-1977 yılları arası ise devlet bursuyla yurt dışında
(Almanya) eğitim gördü. 1978 yılında Türkiye’ye geri döndü ve 1980 yılına kadar
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Üniversite’sinde öğretim üyesi olarak görev
yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra İstanbul’dan ayrılıp Almanya ülkesinin
Berlin şehrine yerleşti ve 1989 yılına kadar Almanya’da serbest sanatçı olarak
çalıştı. 1989 yılında Türkiye’ye döndü ve ‘Şahmaran Masalları’ isimli projeyle
İstanbul Bienaline katıldı. 1989- 2015 yılları arasında ödüller aldı ve yeni
eserler ortaya çıkardı.
Günümüzde Mehmet Aksoy, İstanbul Polenezköy yakınındaki Cumhuriyet Köyü’nde
‘Böcek ev’ adını verdiği evini atölye olarak kullanır.
Şamanlar ve Mitler Dünyası’ sergisi, Mehmet
Aksoy’un eserlerinden oluşur. Sanatçının buradaki amacı insanları
kızgınlıkları, sevinçleri ve davranış biçimleri ile sanatın içine çekmektir. Bu
serginin amacı konukların sanatsal anlamda bakış açılarını eski Türk
sanatlarına ve inançlarına yönlendirmeyi sağlamak diye düşünüyorum. Sergilenen
eserler eski Türk mitleri ve şamanik semboller ile konukları zamanda bir
yolculuğa çıkarır gibi... Sergide beni en çok etkileyen eser lazer kesim ile
demir bir plaka içinde can bulan ve ışık ile bütün ihtişamını ortaya koyan Mehmet
Aksoy’un Hayat Ağacı eseridir. Çünkü bu eser insan hayatının gelişimi ile bir
ağacın gelişimini birbiri içerisinde vurguluyor. Mehmet Aksoy eserlerinde derin
toplumsal bakışı yansıtır. Sergide, Panteon, Şahmeran, Havva yılan elma, Ektoplazmik
suretler, Apollo ve Dafne , Kutsal kadeh vb. adlandırılmış ve bizleri sanat
tarihinde araştırma yapmaya heveslendiren eserler sergilenmektedir.
Mimar Sinan
Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde Vakıfbank tarafından
hazırlanan Sanat Koleksiyonu 65. Yıl Sergisi 12-21 Nisan arasında Sarnıç
Galeri’de karma eserlerle yer almakta.
Vakıfbank, kuruluşunun 65.yılında senelerce biriktirdiği değerli resimler ve
fotoğraflar arasından 36 seçki eserini sanatseverlerle buluşturuyor.
Yöneticiliğini Yiğit Altıparmakoğulları’ nın yaptığı sergi, Abidin Dino,
İbrahim Şafi, Fikret Otyam, Ara Güler gibi Türk resim tarihinin önemli
sanatçılarının ve ressamlarının eserlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Vakıfbank tarafından hazırlanan ‘Sanat
Koleksiyonu 65.Yıl Sergisi’ bana astral seyahat yapmamda yardımcı oldu. Bu
sergideki eserler İstanbul’un tarihten günümüze geçirdiği gelişimi anlatması
bir hayal ile gerçek arasındaki seyahate benziyor. Bu sergi, ziyaretçilerine
geçmişten günümüze İstanbul’da yaşanan gelişmeleri her sanatçının gözünden
farklı sanat disiplinleri ile anlatmaktadır.
Bu sergide benim en beğendiğim eserler; Nuri Abaç- Gemi, Piknik, Ara Gürel İmzalı İskele ve Saip Tuna- Boğaz Manzarası eserleridir.
Türk sanat tarihi açısından önemli olan ressamların eserlerini seçmek için
uğraş veren Yiğit
Altıparmakoğulları, bu sergide uluslararası sanatçılardan ülkelerinde önde gelen ressamlara yer verdiğini; Bulgaristan, Makedonya ve Özbekistan’dan da sanatçıların eserlerinin sergilenmekte olduğunu belirtti.
Altıparmakoğulları, bu sergide uluslararası sanatçılardan ülkelerinde önde gelen ressamlara yer verdiğini; Bulgaristan, Makedonya ve Özbekistan’dan da sanatçıların eserlerinin sergilenmekte olduğunu belirtti.
Sevgili okurlarım; tekrarlamakta fayda var. Mehmet Aksoy- Şamanlar ve Mitler Dünyası sergisi 15 Mayıs 2019 tarihine kadar, Vakıfbank- Sanat Koleksiyonu 65.Yıl Sergisi ise 21 Nisan 2019 tarihine kadar Mimar Sinan Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nde devam edecektir. Sanatseverleri bu bahar çok keyifle ziyaret edecekleri Tohane-i Amire’ ye davet ediyorum. Sizler de benim gibi bu sergilerden etkilenecek ve kültürel anlamda bilgilerinize bilgi katacaksınız.
Bir İstanbul
Gezisi
İstanbul’da Kültür-Sanat Sergi turu yapmak isteyenler önce benim gibi
Karaköy’den Kabataş’a bir rota çizerler. İstanbul Modern yenilenmekte fakat
hemen karşı sırasında yer alan Stüdyo X İstanbul farklı bakış açılarıyla çağdaş
sanat anlamında farklı sergilere ev sahipliği yapar. Stüdyo X’ e bu kez sizler
için uğradığımda 29 Mart- 9 Mayıs 2019 tarihleri arasında şair Cihat Duman ve
Mehmet Erdener tarafından hazırlanan çok farklı bir sergiyi ziyaret ettim. Bir
İstanbul Gezisi başlığı altında bu 2 sanatçının İstanbul’u gezerek oluşturduğu
fenomenler, ziyaretçilerin dikkatine sunulmuş. ‘ Burada arkasından konuşulması
mümkün olmayan bir şehirle yüz yüze konuşmaya geldik.’ Diyen sanatçılar algının
anı, belleğin ise imgeyi getirdiğini düşündüklerinden fotoğraf çekmemişler, imgeyi
seçmişler. Bu sergi, onların zaman zaman hüzünlü, zaman zaman mırıldanarak
dertleştikleri objelerle oluşturdukları eserleri konuklara sunuyor. Eserlerin
güzelliğinden çok yapılışları, kullanılan malzemeler (Eski fotoğraflar, eski
kitap sayfaları, cetveller, kağıttan gemiler, teneke kutulardan yapılan
helikopterler vb..9) dikkati çekiyor. Eserleri detaylarıyla incelediğimizde
bazen hüzünleniyor, bazen kendinizi içinizden konuşurken buluyorsunuz.
İstanbul’un 8 sekiz semti için Cihat Duman’ın 8 farklı edebi türde yazdığı 8 kısa yazı ve Mehmet Erdener’in 8 farklı mekansallaştırması sergide yer almaktadır. Bazen alışılmadık objelerle, alışılmadık sözlerle karşılaşınca insan kendini şaşkın hissedebiliyor. İşte bu sergide insanı şaşırtan bir sergi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder