26 Temmuz 2019 Cuma

BÜYÜKADA’DAN İSTANBUL’U SEYRETMEK

ADA VE KONSER DERKEN...
Büyükada’da keyifli bir Polipop konseri dinlemeye giderken fark ettim, İstanbul’da hayatın hızına kendimi öyle kaptırmışım ki, Ada Vapuruna binmeyeli tam 8 yıl olmuş.
O günlerden hafızamda büyük bir keyif olarak kalan adadan İstanbul’u seyretmek bu defa bende çok farklı bir his yarattı. Vapurdan İstanbul’a baktığımda ilk karşılaştığım manzara bambaşkaydı.


Bu bambaşka görüntünün sebebi, hepimizin bildiği gibi son yıllarda İstanbul’daki kentsel dönüşüm faaliyetleri.

Ne yazık ki şehrimizde kentsel dönüşüm süreci devam etmekte. Muhakkak bu kentsel dönüşümün yararlı yönleri de vardır. Örneğin yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olma umudu ve binaların yenilenmesi ile halkın daha konforlu yaşama olasılığı. Ancak kentsel dönüşüm sürecinde eski binaların yıkılması sırasında oluşan tozlar ve atık malzeme astımlara yol açtığı gibi insan sağlığını tehdit etmekte. Bunun yanında bir de o eski binaların bahçelerindeki onlarca ve yüzlerce yıllık ağaçların başka yere taşınma gerekçesiyle yerinden sökülmesi veya kesilmesi İstanbul’un Anadolu Yakası’nda hava kirliliğine neden oldu.


Günümüzde Büyükada’dan İstanbul’u seyrederken deniz kıyısından itibaren dikey yapılaşmanın inanılmaz bir hal aldığını görüyoruz. Eski dönemlerde adadan İstanbul’u seyretmek insana keyif verirken şimdi üzüntü, şaşkınlık ve çaresizlik hissiyatı veriyor. Vapurda bir ara yeşile geri dönmenin çaresizliğini ve gelecekte nefes alamamanın umutsuzluğunu hissettim, bu his beni öyle bir sapa sarma sarmaladı ki, kendimi kutu gibi binalar ve gitgide küçülen yaşam alanlarında oradan oraya koşan bir labirent faresine benzettim.

Adadan döndükten sonra bu etkilerle araştırmaya koyuldum, dünyanın en büyük yapı bilgi kaynaklarından Emporis verileri doğrultusunda, ülkemizde yapımı tamamlanmış olan gökdelenler hesaplandığında Avrupa’da İstanbul’dan daha yüksek şehir olmadığını öğrendim. Avrupa genelindeki bu birincilik beni gerçekten çok etkiledi. Avrupa’da 647 gökdelen var, bu gökdelenlerin 107 tanesi İstanbul’daymış... Üstüne üstlük İstanbul, gökdelenleriyle dünyada da 15.sırada yer almaktaymış...

Yine bulduğum bir diğer bilgi, İstanbul’un en yüksek binası Ataşehir Finans Merkezi sınırları içinde bulunan Metropol İstanbul. Gökdelen, 300 metrelik kulesiyle ve kültür sanat merkezi ile dikkat çekmekte ve birçok sanat etkinliğine ev sahipliği yapan DasDas’ın da yeni adresi, belki de tek teselli bu gökdelenin sanata ev sahipliği yapması.

Bu ada deneyimi ve araştırmalarımın sonucunda İstanbul’da değişeceğini umduğum yönetim anlayışıyla önümüzdeki yıllarda Kadıköy ve İstanbul Belediyesi’nde gönüllü çalışacak olan genç kardeşlerimin ve ruhları genç olan bütün İstanbul Halkı’nın öncelikle İstanbul’da nefes almamızı sağlayacak yeşil alanları çoğaltması en büyük dileğim.
Zamanı geri döndürmek elimizde değil ama İstanbul’u yeşillendirmek için mutlak çözümler var.

Adadan mavi ile yeşili yeniden birbirine sarılmış bir İstanbul’u izlemek eminim muhteşem olacak.


Fotoğraflar: Egemen Salman