22 Nisan 2020 Çarşamba

ATATÜRK İLE CUMHURİYETİ YAŞAYAN KADIN


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan önce Osmanlı İmparatorluğunda ilk anayasa 1876’da ‘’Kanuni Esasi’’ adıyla kabul edildi ve Meşrutiyete geçildi fakat ne yazık ki Osmanlı’nın ilk anayasasında kadınlardan söz edilmedi ve anayasada seçme ve seçilme hakkı erkek hakkı olarak görüldü. Dünya üzerinde bir çok ülkede kadınlar seçme ve seçilme hakları için büyük uğraşlar verdi ilk kez kadınlar bu hakkı 1893 te İngiltere hakimiyetindeki Yeni Zellanda’ da aldılar.

Sonra sırasıyla 1902 Avustralya, 1907 de Finlandiya’da kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Osmanlı İmparatorluğunda 1908 yılında 2.Meşrutiyet ilan edildi ama yine kadınların seçme ve seçilme hakkı konusunda hiç bir değişiklik yapılmadı. 1909 yılında bir grup kadın Meclis-I Mebusan’ a dinleyici olarak girmek istedi ama bu durum basında tartışma konusu oldu. 1909-1912 yılları arasında Kanuni Esasi’de değişiklikler yapıldı ama kadınların siyasal hakları konusunda bir adım atılmadı.

Osmanlıda 1908 yılında Nüsha-I Mefharet isimli kadın dergisi çıkarıldı ve derginin kapağında ‘Yaşasın Millet Meclisi’ diye ifadeler kullanıldı, böylelikle Millet Meclisi kavramı ilk defa Nüsha-I Mefharet isimli dergide kullanıldı. Sonrasında birçok kadın dergisi çıktı ve bu dergilerde Osmanlı’nın ilk okur yazar kadınları yazılar yazdılar; Fatma Aliye ve Nezihe Muhittin gibi hanımlar Osmanlı’nın kadın hareketinin öncülüğünü yapma konusunda başarılı oldular. 1914- 1918  1. Dünya Savaşı Döneminde kadınlar cephede ve cephe gerisinde zorunlu olarak çalıştılar, 1919-1922 Milli Mücadele’de ise kadınlar büyük fedakarlık gösterdiler ve savaşan askerlerle birlikte ön saflarda savaştılar.

Türkiye Cumhuriyeti’nde kadın devriminin başlangıcı

Atatürk’ün 23 Nisan 1920’de TBMM’yi  açmasından sonra, Nisan 1923’te Milletvekili Seçme Kanunu değiştirildiği halde, yeni kanuna göre seçme seçilme hakkı sadece erkek hakkı olarak kaldı. Bu sırada yapılan nüfus sayımlarındaki kadın sayısı kabul edilmedi, hep erkeklerin hakları ön planda tutuldu. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ama ilk anda cumhuriyet kadınlarına seçme ve seçilme hakkı verilmedi. Dünyada ise 1913 Norveç, 1915 Danimarka gibi Avrupa Ülkelerinde kadınlar seçme ve seçilme haklarını kazanmaya başladı. 1920 de Amerika’da kadınlar bu hakkı elde etti.

Atatürk, 1926 yılında kadın devriminin büyük adımını attı ve Türk Medeni Kanunu’nu kabul etti. Böylelikle kadınlar temel haklarına kavuşmanın sevincini yaşadılar. Ama siyasi haklar konusunda işler biraz zordu. 1927 yılında, kadınların seçme ve seçilme hakkı mücadelesinde Türk Kadınlar Birliği oluşturuldu ve bu birlik kadına siyasi haklar sağlamak için çalışılması gerekildiğini belirtti. Dernek Başkanı Nezihe Muhittin Hanım, kadınların siyasi haklar kazanması konusunda ülke çapında kampanya başlattı. Bu kampanya çok başarılı oldu ve 3 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen Belediyeler Kanunu ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı, bunun yanında 26 Ekim 1933 tarihinde Köy Kanunu’nda değişiklik yapılıp kadınlara köy ihtiyar heyeti için seçme ve seçilme hakkı verildi. 5 Aralık 1934, tarihimizde en onurlu ve önemli günlerden biridir, çünkü bugün kadınlara ilk kez siyasal haklar verildi.

Kadın Devrimi, Atatürk’ün en ileri devrimlerinden bir tanesidir.

Bu devrim sayesinde kadınlar artık Türkiye Cumhuriyeti’nde erkeklerle eşit haklara sahip bireyler olarak seçme ve seçilme hakkını tam olarak elde edebildi. Başbakan İsmet İnönü, meclis kürsüsüne geldi ve ‘Kadınların Türk tarihindeki haklı yerleri, erkeklerle beraber daima memleketin ve milletin alın yazısı üzerinde söz ve etki sahibi olmalarıdır.’ açıklamasında bulundu.

191 milletvekilinin imzasıyla meclise sunulan anayasa değişikliği
teklifi 258 milletvekilinin oy birliğiyle kabul edildi ve anayasanın 10. Ve 11. Maddeleri değiştirildi. 2599 sayılı kanunla kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi, 8 Şubat 1935 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde kadınlar ilk kez oy kullandılar ve milletvekili seçildiler. Seçim sonunda 383 erkek ve ilk kez 18 kadın milletvekili seçildi.Böylelikle Türkiye Cumhuriyetinde artık kadınlar ön plana çıkmaya başladılar ve kadınlara karşı hoşgörülü davranma duygusu oluşmaya başladı.

Atatürk, 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkının verilmesi üzerine şu sözleri söyledi;‘Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta tüm milletlerin üzerinde yer vermiştir. Siyasi hayatta belediye seçimlerinde tecrübe kazanan Türk kadını, bu defa milletvekili seçme ve seçilme şartıyla, haklarının en büyüğünü elde etti. Çağdaş ülkelerin çoğunda kadınlardan esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu yetki, ehliyetle kullanacaktır.’

Atatürk Cumhuriyeti, dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren öncü ülkelerden biridir. Bu yüzden Uluslararası Kadın Hakları Derneği’nin 12.Kongresi, 22 Nisan 1935 tarihinde Beylerbeyi Sarayı’nda Türk Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde yapıldı.

CUMHURİYET TARİHİNDE ERKEKLERLE EŞİT HAKLARA SAHİP KADINLAR

Kurtuluş savaşı boyunca erkeklerin yanında olan ve onlarla birlikte ülkesinin özgürlüğü için büyük bir mücadele veren Türk kadını genç Türkiye Cumhuriyet’inin ilk yıllarında artık erkeklerin çalıştığı her iş kolunda çalışmaya başladı. Türkiye’nin her yanından üstün yetenekli genç kadınlar çıkıyordu.


İlk KAPTAN KADIN olan Bedriye Tahir Gökmen

Müdafa-i Hukuk-u Nisvan (Kadın Haklarını Koruma Derneği) kurucusu Ata Paşa’nın kızı Belkıs Şevket Hanım uçak alımına yönelik Donanma tarafından açılan bağış kampanyasında destek sağlamak için çok çalıştı ve ilk uçan Müslüman kadın olmak istedi. Bu uğurda 1913’te büyük uğraşlar verip ilk kez Müslüman bir kadın olarak uçmayı başardı fakat Osmanlı’da ilk uçak alınmasını başarmadı. Belkıs Şevket hanımın uçuşu Türk kadınlarının, fırsat verildiğinde her türlü işi en iyi şekilde yerine getirebileceklerini ispat etmiş ve gelecek nesillere bu anlamda en iyi mesajı vermişti.

İşte Türkiye Cumhuriyet’inin ilk Türk kadın kaptan pilottu olan Bedriye Tahir Gökmen belki de Belkıs Şevket Hanımın hayalini ilk gerçekleştiren kadındı.
Bedriye Tahir Hanım önceleri Gökmen Bacı olarak tanınırken, soyadı kanunundan sonra Gökmen soyadını aldı. 1932 yılında Vecihi Uçuş Okulu’nda Havacılık eğitimine başlayan Gökmen, 1933 yılında uçuş konusunda uzmanlaşıp bröve belgesini aldı.Gökmen, bu mesleğe gönül verdiği ilk yıllarda havacılık merakından dolayı sürekli tepkiler ve engellenmelerle karşılaştı ama hiç yılmadı. Sonunda Havacılıkla uğraştığı için aylık maaşları kesildi ve işten atıldı.

1934 yılında Vecihi Uçuş Okulunun verdiği uçuş brövelerin onaylanması için bu okulun öğrencilerinin Hava Kuvvetleri Müsteşarlığı tarafından hazırlanan sınavdan geçirilmesi istendi. Fakat okulun faal uçağındaki arıza nedeniyle sınav yapılamadı ve Hava Kuvvetleri heyeti  okula tekrar gelmeyi kabul etmeyince Vecihi Uçuş okulu kapandı. Okul kapanınca Gökmen Bacı’nın pilotluğu onaylanmadı ama Gökmen Bacı tarihimizde ilk Türk kadın kaptan pilot olarak yerini aldı.


Dünya Tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri, ilk Türk Kadın Savaş Pilotu Sabiha Gökçen

1913 yılında Bursa’da dünyaya gelen Sabiha Gökçen, 1925 yılında babası ve annesinin ölümünden sonra Bursa’yı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk tarafından evlat edinildi.1934 yılında Sabiha Gökçen’e ‘Gökçen’ soyadı, soyadı kanununun çıkmasıyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildi. Çankaya İlkokulu ve İstanbul Kız Kolejinde eğitim gören Sabiha Gökçen, 1935 yılında Türk Hava Kurumu’nun Türk Kuşu Sivil Havacılık Okulu’na girdi ve Türk Kuşu Okulu’nun açılış töreninde yapılan planör gösterilerden etkilenerek havacılığa ilgi duydu. Okula girdikten sonra Ankara’da yüksek planörcülük brövelerini aldı; yedi erkek öğrenciyle birlikte Kırım’a gönderilerek altı aylık yüksek planörcülük eğitimini tamamladı ve 25 Şubat 1936 tarihinde ilk defa motorlu uçakla uçmaya başladı.

1936 yılında Eskişehir Askeri Hava Okulu’na giren Gökçen, burada aldığı özel eğitimden sonra savaş pilotu oldu. 1937 yılında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı dönemde Türk Hava Kurumu İftihar Madalyası aldı ve 30 Ağustos 1937 tarihinde askeri uçuş brövesini aldı. Ardından 1938 yılında Balkan Devletleri’nin davetlisi olarak uçakla Balkan turu yaptı.

1953- 1959 yılları arasında Türk toplumu ve Türk Kadını ile ilgili çalışmalar yaptı ve Türk kadınını dünyaya tanıttı. Aradan yıllar geçtikten sonra 1996 yılında havacılık kariyerinin en büyük ödülünü aldı ve Dünya Tarihine adını yazdıran 20 havacıdan biri olarak seçildi. Gökçen, bu ödüle layık görülen ilk ve tek kadın havacı olarak tanındı. Son uçuşunu ise 1996 yılında, (83 yaşında) Fransız Pilot Daniel Acton eşliğinde Falcon 2000 uçağıyla yaptı.

2000’li Yılların Türk Kadın Kaptan Pilotları

Cumhuriyet ile birlikte erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk kadınları 20. Yüzyıla geldiğimizde artık bir çok alanda üstün başarıları ile hem ülkemizde hem dünyada bilinir oldular.Türk Hava Yollarında (THY) ilk kadın kaptan pilot Dilek Karabağlı halen görevine devam ediyor. Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünü bitirdikten sonra THY’ye giren Dilek Karabağlı aynı zamanda Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) yönetimine giren ilk kadın kaptan pilottur.

THY’de 1996 yılında 7 olan kadın kaptan pilot sayısı, 2013 te 45’e yükseldi, 2016 yılında 100’den fazla kadın kaptan pilotu olan THY 10 saatlik uçuşta ilk kez kadın pilotların görev alması ile yeni bir döneme adım attı.
Chicaco –İstanbul uçuşunda ilk kez kokpitte Emel Arman ve Ferihan Işık isimli iki kadın kaptan pilot ile yapılan en uzun uçuş olarak tarihe geçen şirket 2018 yılında kadın kaptan pilot sayısını 178’e çıkardı. Bu sayı THY’de 2018 yılındaki toplam pilot sayısının 3.8 % i olarak açıklandı. Ancak şirket önümüzdeki yıllarda kadın kaptan pilot sayısını arttırarak, Avrupa’da 4.5 % olan kadın kaptan pilot oranının üzerine çıkmayı hedefliyor.


Atatürk bir çok engele karşın Türk kadınına kazandırdığı haklar sonrasında her alanda gelişen, günümüz Türk kadınlarının fırsat verildiğinde tüm iş kollarında üstün başarılar sağladığına şahit olsaydı ve Türk Kadınının kullandığı uçaklarla kıtalar arasında uçsaydı, sanırım en az bizim kadar Türk kadınlarıyla gurur duyardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder