4 Aralık 2022 Pazar

PANDEMİ ETKİSİ ALTINDA BİR CENNET: ANTALYA

Türkiye’nin en önde gelen turizm merkezlerinden biri olan Antalya, deniz, kum, güneş tatili ve kültür turizmi açısından yerli ve yabancı turistler için rüya kent olmakla birlikte, tarih ve arkeoloji turizmi açısından da önemli bir konuma sahiptir. 

 Antalya, Türkiye’de nüfus bakımından en kalabalık 5.şehir, yüzölçümü bakımından ise Türkiye’nin 6.büyük ilidir. Batısında Muğla, doğusunda Mersin ve Karaman, kuzeyinde ise Konya, Isparta ve Burdur illeri ile komşudur. Güneyinde ise eşsiz maviliğiyle ve benzersiz koylarıyla Akdeniz vardır. 

Antalya Valiliğinden sunulan bilgilere göre 2019 yılında Antalya’ya gelen turist sayısı 16 Milyon turiste yaklaşarak, yılı 15 Milyon 37 Bin 331 turist ile kapattı. Anadolu Ajansı’nın 31 Ekim 2019 verilerinde, Antalya'nın 2023 yılı turist hedefinin 25 milyon turist ve 22 milyar dolar dış turizm geliri olduğu belirtildi. Ancak, 11 Mart 2020 itibariyle, ülkemizde tüm dünyayı etkileyen COVID-19 virüsünün görülmesiyle beklenmeyen bir durumla karşılaşıldı ve sonrasında dünyadaki hemen hemen tüm ülkelerin kısıtlama tedbirleriyle hiç alışılmadık bir sürece girdik.

 Sizler için kuşaklar boyu Antalyalı, köklü bir aileden gelen ve turizm sektörünü çok iyi tanıyan bir uzman ile görüştüm. COVID-19 pandemisinin Antalya turizmini ve Antalya’daki yaşam tarzını nasıl etkilediği hakkında sohbet ettik. 

 Şükrü Kervancığlu,1959 yılının Haziran ayında Antalya’da doğdu. İlk-Orta-Lise eğitimini Antalya’da tamamladı. Arkasından, Almanya’da Almanca, İtalya’da İtalyanca dil eğitimi aldı. Antalya’da, Turizm Bakanlığından İtalyanca dili için belge alarak turizmin çeşitli bölümlerinde çalışmalarını sürdürdü. Almanya’ da Turizm İşletme Yönetimi Eğitimini tamamladı ve bununla ilgili olarak Almanya’da farklı farklı çalışmalar yaptı. Almanya çıkışlı Seyahat Acentalığı / Almanya-Türkiye destinasyonunda Türkiye Spesiyal tur operatörlüğü yaptı. Şu an Antalya’da yaşamına devam etmekte. 

 E.S: Uzun yıllar yurtdışında yaşadıktan sonra Antalya’ya temelli dönüş yaptığınız 2020 Ocak ayında gündeme gelen COVID-19 Pandemisi sizin hayatınızı nasıl etkiledi? 

 Ş.K: Evet, 2020 yılı Ocak ayı itibari ile temelli olarak; doğduğum, büyüdüğüm ve gençlik yıllarımın geçtiği, hatıralarımla dolu memleketim Antalya’ya geri dönüp, yaşamaya bıraktığım yerden devam ediyorum. Covid-19 virüsünün etkilerini Çin yaşarken bizler seyretmiş ve bu pandeminin kendi ülkemize geleceğini aklımıza dahi getirmemiştik. Ocak ayı itibari ile ülkemizde bu pandemi yaşanmaya başlandı ve hepimiz etkilendik, etkileniyoruz. Bu süreçte ben de herkes gibi sağlık ve gelecek endişeleri içerisindeyim; bu durum ülkemizin tamamı için halen büyük bir tehlike olarak devam etmekte. Uzun yıllar yurtdışında yaşamış biri olarak bu virüs ile ilgili yaşadığımız dönemsel tüm sıkıntılara rağmen burada, memleketimde olmaktan mutluyum, bu sıkıntıları mutluluğum ile dengeliyorum galiba... 

 E.S: Siz Antalya’ya dönmeden önce Almanya’da hastalık başlamış mıydı? Yolculuk sırasında bu konu ile ilgili özel önlemleriniz oldu mu?

 Ş.K: Ben Antalya’ ya dönmeden önce Almanya’da ve Türkiye’de bu pandemi yoktu, belki de açıklanmamıştı. Bu nedenle her zamanki Almanya-Türkiye yolculuklarımdan birini yaparak ülkeme geri döndüm. Aralık 2019’da havaalanları genel uygulamalarını yapıyordu. 

 E.S:COVID-19 günlerini Antalya’da yaşıyorsunuz. Antalya ili COVID-19 pandemisinden nasıl etkilenmekte? Şehirde özellikle dikkatinizi çeken olumlu ve olumsuz durumlar nelerdir? 

 Ş.K: Antalya ılıman iklimi ile sağlıklı bir Akdeniz şehri. Bu mevsimde havaların güzelliği içinde bulunduğumuz dönem için inanılmaz. Benim, yaşadığımız dönemde en olumlu bulduğum şey, tüm dost ve arkadaşlarımız ile çok sıkı bir iletişimin tekrar başlamasıdır. Bu sayede dostluklar pekiştiriliyor, karşılıklı sağlık temennilerinde bulunup her gün uzaktan da olsa merhabalaş ılıyor. Bu günlerde en olumsuz konu, maalesef Antalya’mızın turizminin virüsten çok kötü etkilenmesi; başta konaklama olarak çok acıklı bir durum yaşıyoruz. İptaller ve öngörülemez yaz sezonu Antalya ve ülkemizin geneli için işletmeleri huzursuz ediyor. 

 E.S: 2020 yazı içinde bulunduğumuz şartlar göz önüne alındığında; ülkemizin turizm cenneti Antalya’yı nasıl etkileyecek? 

 Ş.K: Gerçeğini söylemekten kaçınıyoruz fakat acı gerçek şu ki yurt dışından incoming (geliş) operasyonları olmayacak. Belki az sayıda domestik (iç turizm) olabilir. Biraz evvel belirttiğim gibi bu durum tüm turizm sektörü için bu yıl ve belki gelecek yıl dahi büyük bir kriz oluşturacak. 

 E.S: Ailenizin Almanya’da yaşayan üyeleri bu pandemiden nasıl etkilendiler? 

 Ş.K: Almanya bu pandemi ile mücadelede sağlık ve sosyal önlemlerde çok başarılı. Sosyal yönetim anlayışının çok kuvvetli olması halkın ve KOBİ’ lerin finansal sorunlarını çok iyi bir şekilde yönetilmesini sağlıyor. 

 E.S: Pandemi sonrasında Antalya’da turizm sizce ağırlıklı olarak eskisi gibi her şey dahil sistemde mi devam eder ya da bu konu ile ilgili farklı düşünceleriniz var mı? Bizimle paylaşır mısınız? 

 Ş.K: Konaklamalarda, her şey dahil sistemine karşı olan bir yaklaşımdayım. Fakat bu sistem arz talep dengesinde konaklama adına yeni bir tartışma konusu. Günümüzde maalesef tüm dünyada tatilcilerin %90 ı rezervasyon yaparken her şey dahil paketlerini tercih ediyor. Antalya, tarih ve kültür turizmi için ideal bir bölge, fakat bu tarih dokusu konaklamalarla adeta iç içe. Gelen turist deniz, güneş, dinlenme tatilini yaparken bireysel olarak şehrin tarihini görebiliyor. Her şey dahil tatil devam ederken kısa bir zaman harcayarak tarihi dokuyu da ziyaret edip oteline dönebiliyor. Her şey dahil bu şekilde devam edecektir diye düşünüyorum. 

 E.S: Sizce bu pandemi sonrasında dünya turizminde nasıl bir değişiklik olacak? Türkiye’de turizm bu durumdan nasıl etkilenecek? 

 Ş.K: Turizm çok hassas bir sistemdir. Arz - Talep dengesinde; talep güven, dinlenme, huzur, eğlence, yaşanmışlık ister. Arz ise bu beklentileri tam anlamı ile karşılamalıdır. Eğer başta güven sunulamaz ise denge bozulur, talep olmaz. Budan dolayı turizmi arz eden ülkelerin hepsi aynı gemide. Pandemi bütün dünyada genel bir güvensizlik durumu yarattı, bunun garantisini hiç bir ülke veremez. Sektörde yepyeni dinamikler ve dengeler oluşacak diye düşünüyorum. 

 E.S: Antalya’daki çiçek- sebze seraları ve çalışanları günümüz şartlarından nasıl etkilendiler? 

 Ş.K: Yazık ki çok olumsuz etkileniyorlar; ailecek seracılık yapanlar biraz daha şanslı fakat işçi çalıştıranlar zor durumda, yerleşik çalışan bulmak çok zor. Bir çok ürün tarlada kalacak gibi, üretebilen de satılmakta zorlanıyor, iç piyasa çok daraldı, otellerin lokantaların kapalı olmasından dolayı konaklama tedarikçileri de mal alımı yapamıyor. 

 E.S: Antalya ve Alanya bölgesine yoğunlukla Rusya, Almanya ve Kuzey Avrupa’dan turistlerin geldiğini biliyoruz. Bu durum Alman turistler açısından nasıl bir değişiklik gösterecek? 

 Ş.K: Bu seyahat ve tatil hassasiyeti tüm dünya vatandaşlarında var. Incoming ülkeleri olarak zorlanacağız. 

 E.S: Antalya, Kalkan ve Kaş çevresindeki yat turizmi açısından içinde bulunduğumuz durumu ve geleceğini değerlendirir misiniz? 

 Ş.K: Yerli yatçılarımız hobi amaçlı veya ticaret amaçlı olsun pandemi ile mücadelede gelen kısıtlamalardan çok etkileniyorlar. Ülkeler arasındaki seyahat engellerinden dolayı yatçılar liman dışına çıkamıyorlar. Kendi ülkelerine geri dönme planları içerisindeler ve turlarını kesip geri dönüyorlar. Dönemeyenler de dönmenin yollarını arıyorlar. Konaklama gibi yat turizmimiz de çok zor durumda. 

E.S: Yurt dışında yaşadığınız dönemde en çok ülkemiz ve Antalya ile ilgili neyi özlediniz? 

 Ş.K: Ülkemin güzel insanlarını, Antalya’mın her şeyini çok özledim. Çünkü ben bir Antalya aşığıyım. E.S: Sizin, ufkumuzu bu anlamda açmak için eklemek istediğiniz bilgiler varsa bizimle paylaşırsanız sevinirim. 

 Ş.K: Bu dönem geçecek, umudumuzu kaybetmeyeceğiz daha sıkı, daha enerjik olarak umutla inançla sabırla geleceğe sarılmalıyız, her şey güzel olacak…. 

 E.S: Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. 

 Ş.K: Antalya’da görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder