ADA VE KONSER DERKEN...
Büyükada’da keyifli bir Polipop konseri dinlemeye giderken fark ettim, İstanbul’da hayatın hızına kendimi öyle kaptırmışım ki, Ada Vapuruna binmeyeli tam 8 yıl olmuş.
Büyükada’da keyifli bir Polipop konseri dinlemeye giderken fark ettim, İstanbul’da hayatın hızına kendimi öyle kaptırmışım ki, Ada Vapuruna binmeyeli tam 8 yıl olmuş.
O günlerden hafızamda büyük bir
keyif olarak kalan adadan İstanbul’u seyretmek bu defa bende çok farklı bir his
yarattı. Vapurdan İstanbul’a baktığımda ilk karşılaştığım manzara bambaşkaydı.
Bu bambaşka görüntünün sebebi, hepimizin bildiği gibi son yıllarda İstanbul’daki kentsel dönüşüm faaliyetleri.
Ne yazık ki şehrimizde kentsel
dönüşüm süreci devam etmekte. Muhakkak bu kentsel dönüşümün yararlı yönleri de
vardır. Örneğin yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olma umudu ve
binaların yenilenmesi ile halkın daha konforlu yaşama olasılığı. Ancak kentsel
dönüşüm sürecinde eski binaların yıkılması sırasında oluşan tozlar ve atık
malzeme astımlara yol açtığı gibi insan sağlığını tehdit etmekte. Bunun yanında
bir de o eski binaların bahçelerindeki onlarca ve yüzlerce yıllık ağaçların
başka yere taşınma gerekçesiyle yerinden sökülmesi veya kesilmesi İstanbul’un
Anadolu Yakası’nda hava kirliliğine neden oldu.
Günümüzde Büyükada’dan
İstanbul’u seyrederken deniz kıyısından itibaren dikey yapılaşmanın inanılmaz
bir hal aldığını görüyoruz. Eski dönemlerde adadan İstanbul’u seyretmek insana
keyif verirken şimdi üzüntü, şaşkınlık ve çaresizlik hissiyatı veriyor. Vapurda
bir ara yeşile geri dönmenin çaresizliğini ve gelecekte nefes alamamanın
umutsuzluğunu hissettim, bu his beni öyle bir sapa sarma sarmaladı ki, kendimi
kutu gibi binalar ve gitgide küçülen yaşam alanlarında oradan oraya koşan bir
labirent faresine benzettim.
Adadan döndükten sonra bu
etkilerle araştırmaya koyuldum, dünyanın en büyük yapı bilgi kaynaklarından Emporis
verileri doğrultusunda, ülkemizde yapımı tamamlanmış olan gökdelenler
hesaplandığında Avrupa’da İstanbul’dan daha yüksek şehir olmadığını öğrendim. Avrupa
genelindeki bu birincilik beni gerçekten çok etkiledi. Avrupa’da 647 gökdelen
var, bu gökdelenlerin 107 tanesi İstanbul’daymış... Üstüne üstlük İstanbul,
gökdelenleriyle dünyada da 15.sırada yer almaktaymış...
Yine bulduğum bir diğer bilgi, İstanbul’un en yüksek binası Ataşehir Finans Merkezi sınırları içinde bulunan Metropol İstanbul. Gökdelen, 300 metrelik kulesiyle ve kültür sanat merkezi ile dikkat çekmekte ve birçok sanat etkinliğine ev sahipliği yapan DasDas’ın da yeni adresi, belki de tek teselli bu gökdelenin sanata ev sahipliği yapması.
Bu ada deneyimi ve araştırmalarımın sonucunda İstanbul’da değişeceğini umduğum yönetim anlayışıyla önümüzdeki yıllarda Kadıköy ve İstanbul Belediyesi’nde gönüllü çalışacak olan genç kardeşlerimin ve ruhları genç olan bütün İstanbul Halkı’nın öncelikle İstanbul’da nefes almamızı sağlayacak yeşil alanları çoğaltması en büyük dileğim.
Zamanı geri döndürmek elimizde
değil ama İstanbul’u yeşillendirmek için mutlak çözümler var.
Fotoğraflar: Egemen Salman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder